12 Aralık 2011 Pazartesi
KANIKSADIM
17 Kasım 2011 Perşembe
Boşluk
Alışmak zordur ona
Bırakmak ise daha da zor
Bütün hücrelerini kaplayan sessiz sedasız bir bombadır.
Farkına varmadan içinde patlayan
Ve patladığında daha da kendine çeken
İçine çektikçe daha da yalnızlaştığın
Ruhununun çığlık atarak boğulduğu
Boğulurken de sadistçe zevk aldığındır…
*
Öyle durgundur ki,
Durgunluğu cezbeder
Yakalar seni
Sarar
Yaşarken ölümü düşünür gibi
Ölüyken yaşamı ister gibi
Hissedersin…
*
Ve en sonunda artık onunsundur.
Sen ona hükmettiğini
Aslında kurtulacağını
Bunun sadece bir dönem olduğunu
Söyler durursun…
*
Söylediğin yalana kendin inanarak
Gecelerce sayıklarsın
*
Bilemezsin kendi yanlızlığında boğulduğunu
Bütün dinlerden medet umarsın
Hepsine tek tek boyun eğer
Kurtuluşu gökten ulu sevgide,
Sonsuzlukta ararsın…
*
Yapabildiğin sadece
Ölmüş ruhuna dua etmektir…
Kabul olacağına inandığın
İnandıkça da deliliğe yaklaştığın,
Kurtuluşa değil kaybolmuşluğa kavuştuğun
Kör gözünle, sağır kulağınla, konuşamayan dilinle
Hissedemeyen kalbinle kala kaldığın
*
Kabullenmek zordur
Karanlıktır.
Acı verir.
Kanatır düşünceleri,
Izdırap ile yanar için
Tırnaklarının ucundan başlayarak hissedersin nefesinin kesildiğini
*
Bekleyemezsin
Çıldıracak gibi olursun
Kaparsın gözlerini
Kaparsın kalbini
Kaparsın yaşamını
Onu görürsün karşında
Kabul ettin artık
Boşluk sarmış her yerini
*
Artık uyanma vakti gelmektedir.
Zor olan geçti,
Gitti geri de kaldı
Güçlüsün çünkü
Gördün en büyük acı gerçeğini
Kabullendin
Yaşamda ölümde değersiz geldi gözünde
Tıpkı boğulurken
Bir anda kendini sudan dışarı atar gibi attın kendini
Boşluğundan
Kurtulmayı hak ettin
*
Şimdi ne yapacağını bilemeyen
Şımarık bir çoçuk kalbi var içinde
Delicesine atar
Attıkça bütün akan yaralarından
Kirli kanı atar
Temizler her bir hücreni
Ruhunu, gözlerini, dilini,
Artık herşey farklı
Sakın unutma
İZMİR
12 Ekim 2011 Çarşamba
TWİTTER TARZI HİKAYE :)
daldaki incire uzanmanın keyfini yaşarken ağzımda gevelediğim sakızı düşürmeme neden olan o sahnenin dehşetiyle irkildim. kanatlarından alevler saçan yolcu uçağı üzerinde durduğum ağaca dumanlar saçarak yaklaşıyordu. evet evet o dev kuşun üstüme geldiği gerçekti
aklımsa kaçsana diyordu ama büyülenmiş gibi olduğum yere mıhlanmıştım. neden sonra kendimi ağacın dalından attım, kocaman ateş topu incir ağacının dalını yalayıp geçerken duyduğum şey acıydı
ağacı görmemi sağlayan pencereyi, olumlu düşünmemi salık veren bir arkadaşımı susturur gibi yavaşça kapadım.vermem gereken bir karar vardı.babamın,bulunduğu fotoğraftaki gülümseyişini, can'ınkine benzettiğim an, tamam dedim, neden olmasın! hızla giyinip,ona koştum,can'a..kaçırmamalıydım.. ağaçlar,dallarını hala sallıyor olmalıydı iyimserlikle, hızla koştuğum caddede,bir arabanın altında kalırken..hem babam,ender gülümserdi...
SITKI SİLAH & MURAT GİL & TUNCA TUTKUN
10 Ekim 2011 Pazartesi
İLLA
İLLA
sen şöyle hakkınca hiç değilse kararınca
nefes almayı vermeyi mi zor sanıyorsun?
beni diyorum, astımlı bir semt mi sandın
istesen kaybolabileceğin
hem seni açarken çiçekler
karakollarda şartlı tahliye
adım aranırken…
yeni dizeler diziyorum, dilimde yeni ezgiler
gezseler diyorum içerimi
seni içinde sezseler
bak sesinle neler yapıyorum
onu nedensiz bir duyma bozukluğuna evlat edindirirken
sesini yalınca nefesim diye bilirken
beni diyorum astımlı bir semt sanırken
şüpheli bir tarif gibi duymazlıktan gelip de
bilerek kaybolduğum bir sokak değilse, neydi gözlerin...
gözlerin, gözlerine yalan mı diyeceğim
sözlerin hep sözde soru cümlesi olurken
ve seni hep bir sonraki çıkmaza tamamlarken,
elimden başka türlüsü gelmiyormuş gibi
şimdi bu sersemliğimle dolu kadehte
acımla bulmuşken dibi
ve mezeleri kendimle tokuştururken
yani bir şiir diyorum Canan,illa bitmeli mi...
Murat Gil & Sıtkı Silah
3 Ekim 2011 Pazartesi
İMECE
BU NE BİÇİM GÜNCE VE İMECE
Beni büyük şair yapma dedim, bunu istedim!
aşk,bir iş kazası değilmiş gibi.
oysa ben küçük şeyler yazar fikrindeydim
yıpratan bakışlarını hüznümle maskeleyerek.
onu bilemem ama benzemiyorum kahraman odyseus’a
nastenka ya da raskolnikov da değilim Zeynep!
biraz şairim,ama biraz, gözyaşı gibi
beni çocukluğuna versen ya!
Ben çocukluğunda yediğin elma şekeri de değilim.
al beni son kez/al ve anılarınla biçimlendir.
"tanrılar karıştırır durur" diyor ya denizleri
yaylasına küsmeyen bir çoban gibi
kızının odasına sebepsiz girmeyen ben ki
yüzüm senden geleni reddeder özüm isteyendir…
Murat Gil & Sıtkı Silah
29 Eylül 2011 Perşembe
Şahmeran Efsunu
27 Eylül 2011 Salı
ÇILGINLIK HAKKI
12 Eylül 2011 Pazartesi
HAYAL BİLGİSİ
"Birkaç ay önce tanışma fırsatı bulduğum bu güzel dergide eserlerimin yayımlanıyor olması beni oldukça gururlandırdı. Sizler de HayalBilgisi'ni takip etmelisiniz."
İşte yeni sayı içeriği!!!
Hayal Bilgisi’nin 5. Sayısı Kitapçılarda...
Şiir çevirileri ile uzun süredir dergimizde yer alan Nihan Işıker, bu sayımızda bambaşka bir güzellik yaparak, okurlarımıza bir şiir bahçesi sundu. Üç şairin üç şiirini çevirerek sayfalarımıza taşıyan Işıker’e teşekkür ediyor ve bu şiirleri okumanızı da tavsiye ediyoruz. Müzeyyen Çelik, öykü serisine Resim Defteri ile devam ediyor. Çelik, her sayıda, çıtayı biraz daha yukarıya taşıyor ve bambaşka konularda, bambaşka üsluplar ile ortaya koyduğu çalışmaları ile Hayal Bilgisi’ni güzelleştiriyor.
Fecri Yağızer, Umut Pusat, Hakan Kartal, Bülent Gündoğan, Atilla Yaşrin, Mehmet Türkmen, Burcu İçli, Hasan Parlak, Emine Köseoğlu, Murat Gil, Ebru M. Kayır ve Zeynep Sağlam, dergimizde ilk kez yer alan isimler…
5. sayısı ile yoluna devam eden Hayal Bilgisi, artık edebiyat okurunun kitaplığında yerini alan bir dergi oldu. Bizi destekleyen herkese ve tüm okurlarımıza teşekkür ediyoruz. 5. Sayısında Hayal Bilgisi’nin okuruyla buluşturduğu isimler şöyle:
Arzu Eşbah | İnci Erkan Taş | Esra Pak | Cihat Albayrak | Müzeyyen Çelik | Ayşe Ünsal |Hakan Bilge | Şakir Taş | Yelda Karataş | Gülşen Çağan | Mehdi Akan | Fecri Yağızer |Ahmet Kanter | Umut Pusat | Şükran Belen | Hakan Kartal | Furuğ Ferruhzad, Elyad Musevi, Granaz Musevi (Çeviri: Nihan Işıker) | Bülent Gündoğan | Atilla Yaşrin | Mehmet Türkmen | Burcu İçli | Edi Matic̀ (Çeviri: Mehmet Işıker) | Hasan Parlak | Emine Köseoğlu | Murat Gil | Nur Banu Bahçeci | Mesut Gül | Ebru M. Kayır | Zeynep Sağlam | Serap Orhan
İlerleyen sayfalarda mutlaka size hitap eden bir yazı ve yazar ile tanışacaksınız.
İyi okumalar.
Gelecek sayıda buluşmak üzere…
[Cihat Albayrak]
Yayın Yönetmeni
editor@hayalbilgisi.org - http://hayalbilgisi.org
stanbul
* Mephisto Kitabevi | İstanbul (İstiklal Caddesi)
* Sahhaflar Kitap Sarayı | D. 24-25-26 | Beyazıt Sahaflar Çarşısı
* Semerkant Kitabevi | İstiklal cad. Süslü saksı sokak no : 5 Beyoğlu
İzmir
* Yakın Kitabevi | Tel: 0232 421 81 69 | Kıbrıs Şehitleri Caddesi No:104/A Alsancak
Ankara
* FORM OFSET & Matbaacılık | Tel: 0312 417 47 50
6 Eylül 2011 Salı
TELEFON VE ÖMER BAYRAMOĞLU
4 Eylül 2011 Pazar
RÜZGAR
YAŞADIM SENİ GİZLİCE
GÖZÜMDE CANLANDI BİR BİR ANILAR,
ÜRPERDİM GEÇMİŞE
NASIL OLUVERMİŞ DE, GEÇMİŞ SENELER
KARIŞMIŞ ESKİYE
BİR ÇİFT KANAT TAKMIŞ YÜREĞİM,
UÇUVERDİM DÜNLERE
ESTİ RÜZGAR, ESTİ BU GECE,
YÜREĞİME, VURDU DELİCE.
BENSE SARHOŞ, HALA BURADA,
ESME RÜZGAR, ESME BU GECE.
BEKLİYORUM DA GELMİYORSUN,
TEK BİR HABER VERMİYORSUN
BENSE SARHOŞ HALA BURADA,
ESME RÜZGAR ESME BU GECE
O YILLAR GEÇTİ SİNSİCE
BENSE VARIM HALA ANILAR,
ANILARLA…
1 Eylül 2011 Perşembe
YAZ BİTTİ
yaz bitti eeyore21