YAKUP KADRİ vs NAZIM HİKMET
Türk Edebiyatının tartışmaları çok öncelere dayanır. Birçok değerli sanatçı birçok konuda tartışmışlardır. Edebi tartışmalar tabii ki daha bir keyifle izlenmiştir. Örneğin, Namık Kemal,Ziya Paşa tartışması ya da Recaizade,Muallim Naci tartışması edebiyatımızın gelişimi için önemli olmuştur da. Bu süreçte sanatçıların hoş olmayacak şekilde birbirlerine saldırdıklarını da görüyoruz. Ben buraya çok beğendiğim bir şiiri aldım ve bu tartışmalara örnek göstermek istedim. Nazım Hikmet'in, kendisine sataşan Yakup Kadri'ye verdiği edebi cevap beni çok etkilemiştir. Sanırım Yakup Kadri, böyle söz söyleme yetisine sahip bir dehaya sataşmanın yanlış olduğunu "CEVAP"şiirini okuduktan sonra anlamıştır:D Olay şöyle gelişmiştir:
"27 Haziran 1929 tarihli "İkdam" gazetesinde, Yakup Kadri Beyle yapılmış bir konuşma yayımlandı. Bu konuşmada doğrudan Nâzım'ın kişiliğine saldırılıyordu :"Bazıları ipten ve kazıktan kurtulmuş kaşarlı sabıkalılardır. Bunların içinde öyleleri varmış ki, daha yirmi beş yaşına basmadan hayatlarının en güzel çağını zindan köşelerinde çürütmüşlerdir. Bir kısmı ise komünist çekalarının Türk ırkdaşlarımızın kanı ile bulanmış ellerini öpmeyi ve onlara dair kasideler terennüm etmeyi bir maişet vasıtası haline koymuşlardır."Anadolu harbi sırasında düşmana karşı çıkmaktan ürkerek, Maarif Vekâleti'ni dolandıran ve çaldıkları para ile Karadeniz'i aşıp bolşeviklere iltihak eden iki vatansızdan bir tanesi şimdi Akşam gazetesinin sütunlarında bir halayık ismi ve bir halayık şivesiyle, bir nevi ortaoyunu soytarılığı yaparak, halkı güldürmeye çalışıyor. (...)"Yalnız hayasızlıktan ve kıskançlıktan kuvvet alan bu gibi taarruzlardan, gözümün önüne gelen manzara şudur :"Eski İstanbul'un viranelikleri arasından kendi halinde bir adam işine giderken, ansızın bir sürü aç ve uyuz köpeğin hücumuna uğrar. Elindeki bastonunu, bu pis deriden ve kırık kemikten mahlukatın üzerine indirir, indirir. Fakat köpekler, gene saldırışlarına devam ederler; çünkü açlığın ve kuduzluğun verdiği bir fena ateş bunlardaki hayvani hassasiyeti de iptal etmiştir."
Bunun üzerine Nâzım Hikmet "Resimli Ay"ın Temmuz 1929 sayısında "Cevap" adlı şiirini yayımladı. Değişik sesiyle belleklere kazınıp dillerden düşmez olan bu yergi şiiri şöyledir:
Behey!Kara boynuz gibi kaşlımukaddes Apis başlı adam;Behey!Kara maça bey!Sen şiirin asil kamusuyla konuşuyorsun, ben asaletten anlamam.Şapka çıkarmam konuştuğun dile, düşmanıyım asaletin kelimelerde bile.Behey!Kara maça bey!Ben bilirim bu tehevvür bu şikâyaaat niçin?Bilirim beni uykumda boğmak için bekliyorsun geceyi..Ben ki bileklerimde tel kelepçeyibir altın bilezik gibi taşımışım,ben ki ilmikleri sabunlu iplere bakıpkıllı kalın ensemi kaşımışım,tehdidine pabuç bırakır mıyım hiç?Behey!Kara boynuz gibi kaşlımukaddes Apis başlı adam,Behey!Kara maça bey,behey, yüzü kara.Ruhunu bir zenci esir gibi çıkardın pazara,bir orospu odası yaptın kafatasını...Hâki ceketli ölülerin ceplerinden çalarak parasınısatın aldın kendine İsviçre dağlarının havasını.Ve işte bundandır ki, bugünablak sarı suratında seninkanlı altınların kızıllığı var..
Acayip rüzgârlar esmiyegörsün başımdan.Yoksa musahhih maaşımdanhaftada üç papel taksite bağlayıp senibir şamar oğlanı gibi kullanırım.Beyimin böyle işlerle ülfeti var sanırım,mükemmel yapar vazifesini.. Behey!Kara maça bey!Halka ahmak diyen sensin.Halkın soyulmuş derisinden sırtına frak giyen sensin.Yala bal tutan beş parmağını beş çürük muz gibi,homurdanarak dolaş besili bir domuz gibi.Meydan senin... mi dersin?Hata edersin,bizde o göz var mı baksana!!Ben içirmek için sana kendi kara kanınıbir ateş çemberle çevirdim dört yanını!Sağa git yok geçit,sola git yok,ileri geri yok.Kıvır kuyruk kalemini kalbine sokbir akrep gibi intihar et...
kkaynakhttp://www.nazimhikmetran.com/tartismalar_index.html
güzel paylaşımınız için teşekkürler tekrar tekrar okudum sevgi ve dostlukla...
YanıtlaSilBen teşekkür ederim. Sevgiyle!
YanıtlaSil