31 Mayıs 2010 Pazartesi
TOPLAMA GEMİLERİ
30 Mayıs 2010 Pazar
OKUNMAK ya da OKUNMAMAK aslında bütün mesele bu değilmiş
BEĞENDİĞİM EZGİLER # 4
Sen çalmassan kapım açılmayacak
Şimdi içimde yanan bu ateş
Sanma ki bir son bulacak
Hiç utanmam gülüm divaneyim
Parçalanmış dünyam viraneyim
Seni herşeyden çok çok istedim
Vuruldum avereyim
Ne olurdu benim olsan
Şu yaralarımı sarsan
Bıktım artık yol almaktan
Önüme çıkıp durdursam
Gidiyorum buralardan
Tüm rüzgarlar senin olsun
Benden ayrı rüyadasın
Dilerim bir gün uyanırsın
Yıllar sonra bir gün yaşlandığında
O ipek saçların ağardığında
Kuru yaprak gibi dağıldığında
Kalırsın tek başına
Oysa seni ne çok ne çok sevmiştim
Tüm çiçeklerimi sana dermiştim
Şimdi ellerim boş yüreğim sarhoş
Oysa neler ümit etmiştim
" Elimde eski bir aşktan kalma tutku damlacıkları
Arkamda diz boyu balçık hatıraları ışığı var
Yıkmış atmışım herşeyi
Bir ben kalmışım ortada
Birde sen içimde ,taa şuramda
Kendimden geçiyorum
Özlemişim seni bir tanem
Gel döndür beni bu yollardan
Hadi ,bekliyorum "
29 Mayıs 2010 Cumartesi
BLOXOO'DA GÜNÜN BLOGU OLDUK
TÜRKÇEVİZYON 2010
28 Mayıs 2010 Cuma
KÜÇÜK APTALIN BÜYÜK DÜNYASI
BEĞENDİĞİM DÖRTLÜKLER # 7
Bir anahtar verdindi bana
Kabaran yüreğimi bilerek.
Kullanıp durdum onu gönlümce,
Aşkıma kenar süsü diyerek;
Aşındırdım dişlerini zamanla.
Geriye ben kaldım işte.
Yalan olur sevmedim dersem;
Ama yolcu yolunda gerek.
Ey ömrümün uğuldayan durağı;
Yanlış hesaptan dönerek,
Benli günlerini sil istersen.
Geriye sen kaldın işte.
Örtü
Aslında NDK'da başlattığım bir paylaşım tarzıydı şu an yazdığım. Lakin artık Edebiyat Meclisi'nde de yazıyor olduğumdan bu paylaşım tarzımı buraya da aksettirmek istedim.
Evet, Üstad Necip Fazıl'ın bir beyiti yukarıda okumuş olduğunuz. Yine üzerine ciltlerce kitap yazılabilecek türden. Ölçü... Kafiye... Mana... Bir harika!
Örtü, diyor Necip Fazıl. Bir örtü ki kaldırımda öldürülen bir gazetecinin üzerine örtülen tarzdan. Bir örtü ki soğuk kış geceleri üzerimize örttüğümüz. Bir örtü ki şu müthiş nizam ve intizam içeren kainata bakarken gözlerimize örttüğümüz. Bir örtü ki kini, haseti, nefreti, nifakı yeşerten; sevgiyi, aşkı, şevkati, merhameti örten. Bir örtü ki klbe serinlen, yar otursun diye. Bir örtü ki Allah namına, yine Allah için başa örtülen. Bir örtü ki kendini, vitrinine değil iklimine gelenlere saklayan. Bir örtü ki musalla taşına konan tabunu örten boylu boyuna...
Eski Yazlar
Ba Ba
Zaman
Karanlık Güneş
Edebiyat Meclisi Yayın Kriterleri
- Blogumuzun mevcut 7 yazarı vardır. Yazarlarımıza her ay en az bir paylaşım yapma zorunluluğu getiriyoruz. Bir yazarın paylaşım yapmadığı süre 30 günü aşarsa yazarlık yetkisi iptal edilir.
- Paylaşımlardan (özel paylaşımlar hariç) en fazla 3 en az 1 görsel kullanılması zorunludur.
- Kullanılacak görseller eğer fotoğrafsa eni (widht ölçütü) 410px veya 200px olacak şekilde yayımlanmalıdır. Bu ayar yapılırken fotoğrafın orijinal boyutlarının oranlarına dikkat edilmelidir. 200px ene sahip olan görsel sola dayalı olarak yayımlanmalıdır.
- Yayımlanan görsellerin kaynakları paylaşımın sonunda bağlantı olarak yayımlanmalıdır.
- Blog içerisindeki tüm grafikler .PNG uzantılı olmalıdır. (isteğe bağlı)
- Paylaşım metni her iki tarafa da dayalı olarak yayımlanmalıdır.
- Şiir olarak girilen metinler italik , kalın ve Georgia yazı tipi özelliklerinde yayımlanmalıdır.
- Şiir olarak girilen metinlerin rengi RGB (111, 168, 220) olmalıdır.
- Metin içi ara başlıkların rengi RGB (246, 178, 107) olmalı ve boyut olarak Blogger'ın "Büyük" olarak isimlendirdiği standart boyut kullanılmalıdır.
- Bir paylaşım eğer 4 parafgafrtan fazla ise paylaşım, ilk paragrafından sonra Blogger'ın "Atlama aralığı ekle" özelliği kullanılmalıdır. (Yani ilk paragraftan sonra "devamı" bağlantısı verilmelidir.)
- Kaynak olarak gösterilen bağlantılar, bağlantı metni yazıldıktan sonra parantez içinde bağlantı adresi yazılarak yayımlanmalıdır. Örnek: Edebiyat Meclisi Merhaba Yazısı (http://edebiyatmeclisi.blogspot.com/2010/05/neyden-bahsettigini-bilmeyen-bir.html)
- Paylaşımlarda kullanılan dil Türkçe olmalı, başlıkta veya metin içerisinde yayımlanacak olan farklı dillerdeki kelimelerin Türkçesi metnin sonunda belirtilmelidir.
- Paylaşım içerisinde yayımlanacak olan videoların eni (widht ölçütü) 410 px olmalıdır. Bu ayar yapılırken videonun orijinal boyutlarının oranlarına dikkat edilmelidir.
- Sidebar ismi verilen sağ sütunda yayımlanacak olan görsellerin eni (widht ölçütü) 220px olmalıdır.
- Edebiyat Meclisi'nin bir adet favicon'u (16x16px , 32x32px boyutlarında) bir adet logosu, bir adet reklam kutusu (125x125px boyutlarında) bulunmalıdır.
- Edebiyat Meclisi'nin resmi e-posta adresi edebiyatmeclisi@gmail.com'dur.
- Edebiyat Meclisi Yayın Kriterleri değişiklik gösterebilir.
- Edebiyat Meclisi'ne şiir, deneme, makale, yorum yazısı, fotoğraf, kitap eleştirileri, kitap tanıtımları, dergi tanıtımları, biyogfi yazısı, gezi yazısı, anı yazısı vb. yazı türlerinde yazılar gönderebilirsiniz.
- Yazılarınızda kullanacağınız dil Türkçe olmalı ve yazı içerisinde Türkçe'nin imla kurallarına uyulmalıdır.
- Yazılar en az 3 paragraf olmalıdır.
- Yazarlar yazının altına isim/soyisim, web adresi ve e-posta adresi gibi bilgileri bulundurmak zorundadır.
- Yazılarda kullanılacak görseller, blogumuzun görsel kriterlerine uygun olmalı ve yazının içerisinde veya ek olarak tarafımıza iletilmelidir.
- Kadrolu yazar olmak isteyenler tarafımıza müracat edebilirler.
- İletişim adresimiz edebiyatmeclisi@gmail.com adresidir.
25 Mayıs 2010 Salı
Neyden Bahsettiğini Bilmeyen Bir Merhaba Yazısı
Bir meclise dahil olduk... Lakin bu meclis; kavganın gürültünün, hakaretin semtine uğramadığı, sanatın her türlüsüne babalık eden Edebiyat'ın meclisidir. Bu meclis yüredir. Çünkü edebiyat kucaklayıcı ve evrenseldir, çünkü edebiyat içte bişen kelimelerin dışa vurup bir başka içe gömülmesidir adeta.
24 Mayıs 2010 Pazartesi
HOŞ GELDİN: KARANLIK GÜNEŞ
23 Mayıs 2010 Pazar
DÜŞ
DÜŞ
Bambaşka bir dünyaya nefes veriyoruz sevgilim
Seninle aynı zulümleri izliyoruz, aynı yaşamları
İnliyor bir yanımız bütün bütün
Aynı yerden ekmek yiyoruz, aynı limana demirleyip
Bir yanımız arıyor hep eski şarkıları
Başka bir güzel geliyorsun gün günden sevgilim
Gözlerin kahverenginin hakkını veriyor
Aynı sevinçlere bakıyorlar benimle aynı korkuları
Aynı kaderi paylaşıyorlar renk renk
Öyle bir gün olsun istiyorum ki öyle bir gün
Bütün telaşları unuttuğumuz
Kaygısı tasası olmayan
İstiyorum çehreni saran mutlu bir pembe
Dudaklarının köşesinde gamzen
Ve bir çift göz beni anlayan.
Bambaşka bir dünyaya bakıyoruz seninle
Aldanmaların cirit attığı bir diyardayız
Gümlüyor sevgiler sevgi sandıklarımız
Her şey sadece bozuk bir ezber
Rollerin biçildiği o sahne
Kendimize replikler seçiyoruz.
Her geçen gün bir rüya gibi geliyor bana
Yaşanan her an tatlı bir düş biliyorum
Şaşıyorum yüzümün haline aynada
Bu koşuşturmaca , bu telaş
Öldürecek beni sanıyorum.
Murat GİL
20 Mayıs 2010 Perşembe
BEĞENDİĞİM DÖRTLÜKLER # 6
19 Mayıs 2010 Çarşamba
17 Mayıs 2010 Pazartesi
BARIŞ'I ÇOK ÖZLÜYORUM!...
16 Mayıs 2010 Pazar
NDK RÖPORTAJLARI
15 Mayıs 2010 Cumartesi
BEĞENDİĞİM EZGİLER # 3
fikrim derya deniz fikrim geri getirir seni
ne eserim ne yağarım dururum mateme dilsiz dağ gibi
dualarım var; duvarlarım var
yazarım söylerim yana yana ismini
yarıda kaldı şarkılar aman
bu yaraya deva değil zaman
ateş düştüğü yeri yakar
bu düzeni bozuk dünya yalan
ötme bülbül ötme can ayazda kışta
sen gülü terk etme; şarkılar şiirler yasta
9 Mayıs 2010 Pazar
ANNELERİMİZE BÜTÜN KALBİMİZLE !!!
ANNECİĞİM
Ak saçlı başını alıp eline,
Kara hülyalara dal anneciğim!
O titrek kalbini bahtın yeline,
Bir ince tüy gibi sal anneciğim!
Sanma bir gün geçer bu karanlıklar,
Gecenin ardında yine gece var;
Çocuklar hıçkırır, anneler ağlar,
Yaşlı gözlerinle kal anneciğim!
Gözlerinde aksi bir derin hiçin,
Kanadın yayılmış, çırpınmak için;
Bu kış yolculuk var, diyorsa için,
Beni de beraber al anneciğim!…
NECİP FAZIL KISAKÜREK
6 Mayıs 2010 Perşembe
3 Mayıs 2010 Pazartesi
LAVİNİA KİMDİ?
üşüyorsun ceketimi al.
günün en güzel saatleri bunlar.
yanımda kal.
sana gitme demeyeceğim.
gene de sen bilirsin.
yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim,
incinirsin.
sana gitme demeyeceğim,
ama gitme, lavinia.
adını gizleyecegim
sen de bilme, lavinia.
2 Mayıs 2010 Pazar
MAKAS
Daha düne kadar
Her şey lirikti
Onlarca, onlarca şey birikti
Yazılamayanlardan
Ve bütün isimler silikti
Adresler adresleri tutmaz
Çünkü göğsümdeki pil bitikti
Gönlümü bıraktığım o nadas
Bitti!
Sessizlik, seni bulana kadar…
Bir rüzgar seni aldı, yanıma itti
Bir ucu sen,
Bir ucu ben
Ve kapandı makas.
e.y.
MURAT GİL
BEĞENDİĞİM EZGİLER # 2
SON BAKIŞ
bir söz bitişi gibi son buldu sevişler
bir yaz güneşi gibi eritir hep bu terkedilişler
bir yaz güneşi gibi eritir hep bu terkedilişler
bir an duruşu gibi, ömrün gidişi gibi
veda ederken aşk ateşi gibi söner iç çekişler
veda ederken aşk ateşi gibi söner iç çekişler
aman aman yandım aman
kurşun gibi izler
son bakıştaki o gözler kaldı aklımızda
aman aman acı yüzler
kurşun gibi izler
son bakıştaki o gözler kaldı aklımızda
aman aman yandım aman
kurşun gibi izler
son bakıştaki o gözler kaldı aklımızda
aman aman acı yüzler
kurşun gibi izler
son bakıştaki o gözler kaldı aklımızda
SÖZ: AYSEL GÜREL
MÜZİK: ONNO TUNÇ
SEZEN AKSU
1 Mayıs 2010 Cumartesi
Yarım Ütopyasını Kaybeden Herkese Armağan… Şeker Niyetine...
Hüznü damıtılmış şehirlerin çocuklarıyız. Ellerimizde renksiz güller. Ölümlere toprağı çok görüldüğü çağdayız. Ruhların mezarları olmaz. Bunu unutma konuş, sesini biriktireyim ellerime. Her susadığımda dudaklarıma çalayım, yudum yudum. Ya tükenirse…
Gidiyorum, güllerden çıkardığınız dikenlerin, gölgeleri kalbimde. Her şey kolay, sevmek… Ölmek… Ama sevilmek, kimse bu açlığı doyuramıyor.
Kanlı irinlerini boşaltıyorlar ruhuma… Kapıyorum dudaklarımı yoksa acılarım dökülecek. Bu çağa geç kalıyorum, kendime erken… Ellerimde kırmızı güllerin kokusu, kimi sevmek istesem, saçlarına eğreti duruyor gidiyorum.
Kimsesiz bir çocuğum ben, bakışlarınızı biriktiriyorum misketler yerine. Ne zaman inanacak olsam dünyaya, çıkarıp asıyorum birini odama. Bakıyor bana siz gibi, susuyorum… Diriltilmiş ruhlar cehennemi dünya, ölgün bedenlerin mabedi. Hadi güller yok artık ama hiç olmazsa gül kokuları takayım saçına… Bahar niyetine.
Susuşunu özlüyorum, başkalarının yalancı kahkahalarında kaybolduğumda. Kapat özlerini açtığında her şey güzel olacak… Diyemem! Sana. Yarım kalmış ütopyamın kahramanısın sen. Anlatamam, bilmiyorsun düş yiyiciler var. Kocaman gözlerinden içime damlatıyorlar karanlığı. Şimdi, ütopyamın son cümlesindeyim, son boşlukta. Ne olur çocukların kokusunu da kat, düşlerime, tamamlanayım.
Ölümsüzlüğümü asıyorum, parmak uçlarınıza. Bitti, akıyor paslı gerçekler. Hadi! Soyunuyorum tüm sıfatlarımdan, sizden armağan. Bir çay dumanı, bir bulutun ucu… Akıyor düş maviye çalan saçlarımdan… Geldim, hoş çakallarını yakıp ısınacağım, ayaza bıraktığımda yüreğimi.
Son bir cümle kaldı kursağımda, ne olur bağışlayın… Her şeye rağmen ben olmayı başardım diye
Burcu Akkanlı
14. 04. 2010