ÖLÜMÜN TATLI UĞULTUSU
Duyumsar olursun
dünyaya gözlerini ilk açtığında
zamanla yoldaş, yaşamla kardeş.
Yalnız kalırsın kimi zamanlar,
kimi zamanlarda kurtulmak istersin.
Öğüt alırsın
belli bir serüvenden sonra;
ölümü yaşama,
yaşamı ölüme tercih etmek ;
zorunda kalırsın.
Ruhunun zindanlarına kapatırsın duygularını;
ama kapılar hep açık kalır,
kapatmaya çalışırlar; kapatamazlar…
maceraya atılmaya gidersin.
Hırçın denizlerde suskun dalga olmak;
istersin, fırtınaya yakalanmadan önce.
Cesedinin bir parçası olan kafanı kaldırırsın;
semaya, gönlün el verirse…
Birden bir kıvılcım çarpar
zindanların merdivenlerine
çıkamaz olursun üst basamaklara,
ruhunun göz yaşlarını tutamazsın.
Artık zamanı tutmaya çalışırsın ellerinle
ve kovalarsın ruhunu.
Aynanın karşısına geçersin,
gözlerin bakmaya cesaret edemez,
zedelenmeye başlar ruhun
duygularınsa çürümeye…
Ölümü yaşama,
yaşamı ölüme tercih etmek;
zorunda kalırsın.
Ruhunun zindanların da,
kapılar kapanmaya başlar
ve ardından hissettiğin
Ölümün tatlı uğultusu…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder