21 Ağustos 2010 Cumartesi

Yeni..Yepyeni....

İlk'ler önemlidir her zaman..Özeldir,değerlidir,unutulmazdır...
Dilerim benim de ilk sözcüklerim unutulmazlar arasına girer bu platform içerisinde.
Siteye şiir yarışması münasebeti ile katılmış bulunmaktayım.
Dizelerimi beğenen,bana oy gönderen tüm dostlara sevgi ve şükranlarımı sunuyorum.
Yarışmak,yarıştırılmak,etiketlenmek yada arka planda kalmak...Ne kadar da köreltici aslında duyguları..Evet azim ve şevk de aşılar insanlara..Ama ya kaybedenler?
Çok mu başarısız oldular?Yada çok mu yeteneksizdiler?
Hayır..Kalemini,emeğini,yüreğini ortaya koymuş hiçbir arkadaşım başarısız diye damgalanamaz.
Gerçekten yüreği ile emeği ile birşeyler ortaya koymuş her arkadaşım ayrı ayrı övgüye değerdir.Hepsini teker teker alkışlıyorum şahsım adına buradan.

Kalemim,aklım,fikrim ve yüreğim elverdikçe naçizane birşeyler karalamaya çalışacağım burada zaman zaman....
İlk yazım hem teşekkür mahiyetli olsun,hem de toplumumuzun açık bir yarasına dokunsun istedim ve 10 - 16 Mayıs 2010 tarihleri arasında Engelliler Haftası kapsamında bir projede (Engelliler Sitesi) yer alan bir yazımı burada sizlerle paylaşmak istedim.
Beğenilerinize lâyık olabilmek dileğiyle,
Sevgiler- Selâmlar....



Dokunuş...
Ben bir işitme engelliyim
Ellerimdir benim kelimelerim
Ben bir işitme engelliyim,
Harfleri dokunuşumla süslerim
Nehirler akar gözlerimden
Bilseniz neler geçer hikâyemden
Öyle bir yaşamak düşlerim ki ben,
Sessizliğim akar gider ellerimden
Sessiz çığlıklar geçer içimden,
Ses nedir,hiç bilmedim ki ben?
Kulak verin bana lütfen
Kelimeler değil,kalptir hisseden
İlmek ilmek dokur gibi,
Sessizliğimi okur gibi,
Yalnızlığıma devâ gibi
Sessizliğimi okuyun,lütfen..



Dört kitap yazıyor : Eşittir Tanrı'nın çocukları...

Böyle der ünlü sanatçımız Sezen Aksu..Pek çoğumuzda maalesef eksik olan o derin empati yetisi ile böyle yansıtır hislerini şarkısına. Ben de çok inanırım,yüce mevlânın kimi kullarından aldığı ,kimi kullarından da azalttığı bazı yetilerin ,diğer sağlıklı insanlar tarafından tamamlanması gerektiğine özellikle..Eğer Tanrı'nın bir terazisi varsa ve bu terazi bazen olduğundan farklı çalışmaya başlamışsa,mutlaka bir yardımcısı olmalıdır.Potansiyel engelliyiz aslında hepimiz.Bir saniye sonramızın bile bize neler getireceğini hiç bilmeden yaşıyoruz çünkü.Pamuk ipliğine bağlı hayatlar da diyebiliriz buna.Bugün tekerlekli sandalyeye mahkum bir adamcağızdan,yatağa bağlı yaşamaya mecbur kalmış bir yaşlı komşumuzdan,ya da çok küçük yaşta çocuk felci geçirip fiziksel yetilerini kaybetmiş bir genç kızımızdan çevirdiğimiz yüzümüzün,belki yarın o yüzlerden birisi olabileceğini hiç hesaba katmadan yaşıyoruz çoğunlukla.Eğer hepimiz bir hayatın parçasıysak,ve eğer o parçalarla bir bütünü oluşturuyorsak,o zincirin sağlamlaşmasına,eksik parçalarının bir araya toplanmasına yardımcı olmak bizim en temel görevimizdir.Çok zor değil,karşıdan karşıya geçmekte olan bir görme engelli insanımızın koluna girmekÇok zor değil,tekerlekli sandalye ile yoldan geçen bir insanımızın sandalyesini arkadan itmekVe biliyormusunuz, hiç zor değil,o insanları dışlayıp hor görmek yerine,oturup hikâyelerini dinlemek,aslında gönül gözleriyle neler neler gördüklerini anlayıp,hissetmek.Maddi yardım yapmaya gücünüz yetmiyorsa,bir tek güzel sözle bile gönüllerini alıp,hayatlarını hafifletebilirsiniz aslında,birazcık da olsa.Güleryüz,tatlı dil de ruhumuzun zekâtıdır ,bence.Ankara'ya memuriyet sınavına giderken otobüste tanıştığım bir ağabey geldi aklıma bunları yazarken.Yol boyunca sohbet etmiştik,simsiyah gözlüklerinin altında öyle renkli bir dünyası vardı ki,gözleri gören pek çok insandan daha güzel bir dünnyada yaşadığına emindim -neredeyse-Yıllar geçti üzerinden ismi hafızamda kalmadı maalesef,ama o günkü hislerim hep aklımda kaldı.Çünkü insanlar onlara nasıl davrandıklarımızı unutabilirler,onlarla ne konuştuğumuzu da unutabilirler ama bir tek şeyi asla unutmazlar: Onlara ne hissettirdiğimizi..Eminim ki o günkü sohbetten o da memnun kalmıştı.Pek çok insanın yolda yürürken gözünü kaçırdığı,elindeki bastonuna,gözündeki gözlüğüne rağmen karşıdan karşıya geçerken bırakın elini tutmayı,''yardım etmemi istermiydiniz?''diye gülümseyerek soran bir ses duymaya bile hasret olduğunu göz önüne alacak olursak...Engelli pek çok insanımızı bir araya toplayan çeşitli sivil toplum kuruluşlarımız,derneklerimiz var çok şükür.Maddi imkânları büyük işadamlarımız var,sanatçılarımız var,variyetli insanlarımız var..Karınca kararınca yardımlar yapsak,maddi imkânımız yoksa da,bir ziyaret edip hatırlarını sorsak,görmeyen gözlerine ışık,tutmayan ellerine,ayaklarına derman olsak..Çok şey değil bu istediğimiz.Haydi şimdiden başlayalım ufak adımlar atmaya.Hepimiz potansiyel engelliyiz,çok geç olmadan da onların neler hissettiğini anlayabiliriz.Empatiyle,sevgiyle,iyi niyetle aşılmayacak engel yoktur ,siz de bir insana umut ışığı olabilirsiniz,mutlaka..Unutmayın ki bugün onlardan esirgediğiniz ilgi ve sevgiye,yarın sizler de muhtaç kalabilirsiniz.


Hepimiz İçin Engelsiz Bir Dünya Dileğimle...

EDEBİYAT MECLİSİ ŞİİR YARIŞMASI: HÜZZAM FASIL


Sevgili Edebiyat Meclisi okurları. 1.sini düzenlediğimiz şiir yarışmamız sonuçlandı. Değerli oylarını esirgemeyen bütün okurlarımıza teşekkürü bir borç biliyoruz.

1. Edebiyat Meclisi Şiir Yarışmasında birinciliği elde eden şiir "Hüzzam Fasıl" oldu. Şairimiz Sayın Serpil Kaya'yı tebrik ediyoruz.

HÜZZAM FASIL

Güneşin kızıl rengi değiyor semaya,

Başlıyor yeniden bizde hüzzam bir fasıl

Bir şafak bitişi,bir söz yitişi

Geçiyor bizden de ömürler velhasıl..



Gökkubbede pürtelaş zamanlar

Yitirilmiş vuslatlar,yitirilmiş anılar

Bir bilse kaybettiğimiz izleri,

Tendeki ruh sorar,kalpteki giz sorar.

Serpil Kaya