27 Ağustos 2011 Cumartesi

SESSİZ VEDA -3 (ÖYKÜ)


... dilekolay o kritik sınavdan sonra 2 sene geçmişti. çocuğun arkeoloji'de okuduğunu öğrenmiş, farklı bölümlerde olsalar da sık sık karşılaşmışlardı. o, hiçbir gün içinde bahar rüzgarları estiren bu duyguları sarışın mavi gözlü çocuğa açamadı. başlarda yanaklarını pespembe eden o güzel his sonraları onu sinsice kemiren bir maraz halini aldı. şimdi gözyaşlarını akıttığı bu ahlat ağacının altında aşık olduğu adamı bir başkasıyla görmenin derin acısını yaşarken içinde tek bir ukteydi sevgisini söyleyebilmek.

onca zaman içinde büyüttüğü o masum bebeği, her karşılaşmalarında içinde kopan fırtınaları, adamın o ucsuz bucaksız deniz gözlerinin önüne sermeyi ne çok isterdi. ama olmamıştı. o bir kadındı. hislerini ifade etmek onun için haramdı sanki. bir kadın nasıl olur da erkeğine sevdiğini söyleyebilirdi. bu ona göre değildi.

gördüklerine inanmak istemese de yıllarca hayalinde, göz nuru döküp oluşturduğu o görkemli tablo, yalancı bir fırça darbesiyle mahvolmuştu. kendisini enayi gibi hissetti kadın. böyle bir sonu bekliyordu ve bile bile ladesti yaptığı.beklemişti, sonucuna aldırmadan beklemişti kadın. fark edileceği günü iple çekmişti.

ahlat ağacının altından hışımla kalktı, alelacele üstünü başını düzeltti. kararlı adımlarla talihine sövdüğü mekana yöneldi. yanaklarında yeni kurumuş gözyaşlarının tuzu duruyordu. ilerliyordu. bir kenarda sohbet eden arkadaşları ağırkanlı diye tanıdıkları arkadaşlarını böyle telaş içinde koşuyor görmenin şaşkınlığını yaşıyorlardı. kadının, adamı bir kızla gördüğü kafe, üniversitenin ders görülen binasının en alt katındaydı. binanın diğer yanından kendi sınıfına çıktı. masasının altına kaldırdığı pembe kapaklı defterini açtı, defterin sayfaları arasından bir yaprak kopardı. başlangıcı ne idiyse, sonu da öyle olmalıydı. o anda gözyaşlarına hakim olamıyordu...
***********************

- Evet genç adam ! İstersen artık tahtayla ilgilenmeye başlayabilirsin. Anlattığım konudan daha mühim olan nedir ki? Eren, birkaç gündür kendinde değilsin farkında mısın? Elinde bir kağıt parçası dalıp gidiyorsun uzaklara...

-Özür dilerim hocam, biri defterimin arasına bir kağıt parçası koymuş. Cihan'a onu gösteriyordum.

-Hımm, ne yazıyor peki kağıtta? Bizimle paylaşabilir misin?

-Tabii ki

sen desem seni bilir misin?
sen diye bir desen çizebilir misin?
bir mesken bulamadım kalbime
büyük aşklar vardır bilir misin?
elveda...

SON

Murat GİL