18 Temmuz 2011 Pazartesi

AÇLIK OYUNLARI-Suzanne Collins


Birkaç gündür Suzanne Collins'in Açlık Oyunları romanını okuyorum. Bugün bitirme fırsatı bulduğum roman için bu sıcak yaz günlerinde keyifle okunabilecek bir "avuntu" roman diyorum.

Bu avuntu sözcüğünü kullanırken genellikle yaz aylarında sahillerde çalan "bakkal" diye tabir edilen şarkılar geldi aklıma. Romanın "bakkal"ı olur mu bilmem ancak böyle bir tabir kullanacaksak Alacakaranlık ve Açlık Oyunları serilerini bu kategoriye sokabiliriz.

Edebi eser nasıl olmalıdır, tartışması sanırım sadece günümüzün sorunu değil. Bu mesele üzerine çokça fikir üretilmiştir. Büyük satış rakamlarına ulaşan kitapların edebi olup olmadıkları hususu çokça tartışılmıştır. Açlık Oyunları da bir dönem çok satanlar listesinde zirveye çıkmış bir serinin ilk kitabı. Doğruyu söylemek gerekirse bir seri kitap olduğunu fark etmeden bir tavsiye sonucu edindiğim Açlık Oyunları'nı hiç sıkılmadan ve merak ederek okudum.

Kitabı okurken sanatsal anlamda tatmin olmadığımı hissediyordum. Bazı şarkılar vardır ilk anda inanılmaz güzel gelir kulağınıza ancak kısa süre sonra o şarkıyı tüketeceğinizi bilirsiniz ve belki de bir daha asla dinlemezsiniz aynı şarkıyı. Açlık Oyunlarını okurken hissettiğim duygu tam olarak buydu. Büyük keyif alıyordum ancak hafızamda asla yer etmeyeceğinin farkındaydım.

Roman fena sayılmayacak bir konu üzerine bina edilmiş. Meçhul bir yıkımın ardından mıntıkalara ayrılan Kuzey Amerika (Paem) Capitol adı verilen bir merkez tarafından yönetilmektedir. Capitol insani duyguların neredeyse unutulduğu ve mıntıkaları esir kampı gibi yöneten caniler topluluğundan başlası değildir. Eskilerin gladyatör şovlarına benzer acımasız bir oyun düzenleyen Capitol, oyuncularını bu mıntıklardan seçmektedir. Baş kahraman Katniss'in eşliğinde dediğim gibi sürükleyici bir hikayenin içinde bulacaksınız kendinizi ancak tatmin olacağınızın garantisini veremiyorum.

Her şeye rağmen bu sıcak yaz günlerinde nefes nefese bir oyunun içinde bulmak istiyorsanız kendinizi bu serinin ilk kitabı Açlık Oyunları ile maceraya atın. Keyifli okumalar...


HER DEM YAŞAR


Edebiyat Meclisi sadece edebiyatın değil sinema, müzik gibi diğer güzel sanat dallarına da yer verilen bir site. Bu kez sizlerle bir radyo programını paylaşacağım.

TRT FM çeşitli sanatçıları mikrofonun başına çekerek büyük bir iş becermiş. Bunlar: Ferhat Göçer, Mazhar Fuat Özkan üçlüsünün Fuat'ı, Erhan Güleryüz ve şimdi tanıtacağım Yaşar.

Her Dem Yaşar, pazartesi günleri 22:00 ile 24:00 arasında TRT FM'de yayımlanan bir program. Programın ana sesi Yaşar, birkaç haftada bir çeşitli konseptlerle dinleyenlerin karşısına çıkıyor. Örneğin son haftalarda Barış Manço ve MFÖ özel geceleri yapıldı. Yeni konsept ise Grup Gündoğarken.

Sanatçının sesinden CANLI CANLI harika şarkılar dinlemeyi arzu ediyorsanız size kısa bir yol verelim: http://www.trt.net.tr/Canli/canli.aspx?kanal=RADYOFM&slv=0