16 Ekim 2009 Cuma

MASA


masa

O masa şimdi uzak, alabildiğine uzak

Yolumda zikzaklar çiziyorum

Nasıl çıktığımı bilmiyorlar yukarı

Gözlerim ıslak yüreğim ıslak


Merdivenler şimdi önümde tırmanıyor

Uzanıyorum tek başıma ve o basamak

Nasıl oluyor da bayan “İyi değilim.” diyor

Sonradan düşününce seviniyorum


Usul usul ve yavaşça

Oturuyor işte yapbozun taşları

O gün bu gündür geldi çattı bak

Ben hala ahlarımı

Göğe yükselen bir meleğe benzetiyorum!


Şu gün yani ben

Burada ne arıyorum?

Neye yarar fellik fellik beni sormak?

Nasıl çıktığımı bilmiyorlar yukarı

Gözlerim ıslak yüreğim ıslak.


Kendimi bir kefene

Bir kefene

Çöldekini koyuyorum.

Bu sen olamazsın diyorum Leyla!

Bodur bir ağacın altında dişlerimi sıkıyorum

Sonrası kefene kalıyor gönlümü sarmak,

Ben hala inanmak istemeyen bir adamım


Dehşete düşmüş bir göç kuşu gibi

Yalvarıyorum arkasından uçmak

Kanat çırpmak devreye giriyor sonra

İmkansız hale geliyor

Zihnimdeki masayı yakmak…


Başımı sokuyorum bir damın altına

Bu sen olamazsın diyorum Leyla!

Kendime baktıkça burkuluyorum

Üzülme kıyamam diyenleri bana

Hasta ziyaretçilerine benzetiyorum…


O adam şimdi uzak alabildiğine uzak

Ruhum nazik çöldekine nazaran

Nasıl çıktığımı bilmiyorlar yukarı

Gözlerim ıslak yüreğim ıslak!


Murat Gil