15 Eylül 2013 Pazar

HERKESİN BİR OKULU VAR


Herkesin bir okulu var kafasında, herkesin bir ilk günü. Ben ilk günümü hatırlayamayacak kadar eski olanlardanım artık. Gözlerimde arta kalan sadece birkaç poz siyah beyaz fotoğraf karesi… Siyah beyaz birkaç fotoğraf karesi evet, siyah beyaz olmasın da ne olsun dedirten! Simsiyah bir önlük ve beyazın hakkını veren kolalı bir yaka. Yaka ki günlerce keskinliğini kaybetmeyen. Yaka ki her pazartesi yenisiyle değişir bir giyotin.

İlk kez sıraya girdiğim gün bende yok. Ama annemin beni almak için geç kaldığı bir cuma gününün gözyaşlarını, amcaların teyzelerin bana acıyan gözlerle bakıp beni teselliye çalıştığını dün gibi hatırlıyorum. Burnuma ne yazık ki artık iki katlı sevimli okulumuzun tatlı tatlı vernik kokan sınıfları  gelmiyor da kulaklarımdaki ahşap tabanların gıcırtısı nedense hiç silinmiyor, öylece duruyor.

Okul denince hemen sıraya girip gevrek ayran alanlardanım ben. Eminim aranızda gevreği gazozdan başkasına yâr etmeyenler de vardı, saygı duyarım. Naylondan paltosunu sıcak soba borusuna bırakanlardanım ayrıca ben. Pantolonunu mütemadiyen sıraya taktıranlardanım.

Bir rontun baş karakteri oluyorum bazı geceler rüyamda. Öğretmenimin elime tutuşturduğu isli camdan güneşe bakıyorum. Bazen önünden geçerken bayrak direğine gözüm takılıyor da “Neydi ki diyorum her cuma beni bayrağı çekmek için yalvartan”,  yalvarmak deyince birden bir başka ağlamaklı hal beliriyor hafızamda, kırmızı okuma kurdelasını gevezeliğim yüzünden  yakama en son takışım canlanıyor.


Bir grup çocuğun karşısına geçip şarkı söylemenin, taklitler yapmanın güzel olduğu günlerim var. Sayılarla aramın bugünkü gibi iyi olmadığı, bazı şeyleri o günkü gibi hiç anlayamadığım günlerim gibi. Sadakat belki de o günlerden mirastır bana. Kafamda bizi bırakıp gitmeyeceğini bildiğim bir öğretmenim var , bizi beş koca yıl bir gün dahi bırakmayan. Beş koca yılın sonunda hüngür hüngür ağlatan anılarım var. Diyorum ya herkesin bir okulu var işte kafasında.


Herkesin bir okulu var evet, herkesin gözlerinde bir okul günleri kolajı.  Benimkisi bazılarınızınki gibi siyah beyaz. Bir çocuk var gri bulutların göğü sardığı yağmurlu bir günde su birikintilerinde defne yaprakları yüzdürüyor. Bir çocuk pota demirlerinde kafasını yarmak pahasına kendini döndürüyor. Karınca dövüştürüyor uzun bir teneffüste ya da kola kutusunu ezip soluk soluğa bir maça koşuyor. Bir çocuk var o cıvıl cıvıl okul bahçesinde, nasıl geldiğini bilmiyor bu günlere ki  nasıl geçtiğini de koskoca 25 yılın…