11 Eylül 2009 Cuma

Cam Çakıl Taşı...


Yollar başlıyor yüreğimden
Yürüyorum
Ayaklarımın altında
Camdan çakıl taşları
Kanım öperken yoksunluğundan
Yerleri
Sevda tefeci gibi
Kat kat acılar talep etmede
Yüreğim ipotekte
İğreti gülüşler ekliyorum hayata peşi sıra
Hatırlatma panoları gibi
Ey yer
Ey göğün yedi katı
Meleklerin yalnız kalpleri
Herc ü merc ettiğin dünya
Hallac gibi atarken yüreğimde
Ölüyorum an be an
Işığının yoksunluk zamanlarında,
Nefes gönülsüz bir misafir ciğerlerimde
Hadi
Söndür tüm gereksiz kandiller gibi
Direnen yürekleri
Çek ışığımı aydınlansın ruhum
Suyun bakiresi konarken ellerime
Rengârenk kanatları ışık verecek evrene
Çek içine
Çocuklar bağıracak çılgınca
Bak yusufçuk kuşu
Yüreğimin nasırları acıyor
Ne zaman ağlasam
Gecenin rahmine düşer gözyaşlarım
Gebe kalırım
Çekin kirli ellerinizi
Umutsuzluk kırıntıları
Ve paramparça hayallerin gölgesi
Ellerinizin ayasında kaybederim benliğimi
Gün doğacak birazdan
Ölümü dilememi bekleme benden
Ruhum bir uçurtmanın kuyruğu
Sal beni mavime
Süzüleyim
Ben yükseldikçe semavatta
Çınlasın neşen kulaklarımda
Ve kaçsın ip ellerinden
Bende öpeyim mavinin koynundan
Bir çırpıda
Bunu çok görmeyin bana...



Burcu Akkanlı

1 yorum:

  1. Gönlüne eline sağlık Burcu, yeni şiirlerini sabırsızlıkla bekliyoruz!

    YanıtlaSil