4 Nisan 2010 Pazar

SUSKUNLAR


İhsan Oktay Anar'ın kitaplarını okurken mutlaka kendimi olayın geçtiği yerde buluyorum. Bu etkiyi döneme has mekanları harika betimlemesine borçlu Anar. SUSKUNLAR romanı da okuduğum diğer romanlarında olduğu gibi Osmanlı coğrafyasında geçiyor. Ege Üniversitesinde Felsefe Bölümünde profesör olarak görev yapan yazarın eserlerinde bir filozofun düşündüğünü hissediyorsunuz. Daha önce bu siteden "PUSLU KITALAR ATLASI" romanını tanıtmıştım.

SUSKUNLAR da gerilim ve korku unsurlarını da kullandığını gördüğümüz Anar, eserinde metafizik dünyayla sıklıkla ilişki kuran kahramanlarını dillendiriyor. Sözü geçen iki romanı da okumanızı tavsiye ediyorum. Gerçekten pişman olmayacaksınız. Okurken yazarın kelime haznesine ve dönem ile ilgili bilgisine hayran kalacaksınız. Gördüğünüz her kelime sizde o dönemi araştırma isteği uyandıracak. Tabii eserlerdeki felsefik yanlar üzerine de kafa yormaktan büyük zevk alacaksınız. Bizden söylemesi

2 yorum:

  1. en sevdiğim sözlerden biriyle başlıyor "suskunlar", "kulak eğer gerçeği anlarsa gözdür" diyerek.
    yazar içinde yaşıyor bu romanların diye düşünmüştüm ben de. kah rendekar kah babası oluyor kah köşedeki kedi demiştim kendisiyle ilk tanıştığımda, çünkü sanki görünmez ayak izleriyle romanı yaşayarak okumuştum. sonra suskunlar geldi, eflatun.. ve inanılmazdı, gözlerimizden çok kulaklarımıza güvensek belki de daha münasip olurdu...

    YanıtlaSil
  2. y. müthiş özetlemişsin romanı. romanda özellikle eflatun'un bitmek tükenmek bilmeyen inancına hayran kalmıştım. onun istanbul sokaklarında dolaşmasına sanki ben de şahit oldum kitabı okurken. resmen eflatunu 5 -10 metre geriden takip ediyordum. ANAR o kadar güzel kuruyor dekorunu ki insan içine girmeden edemiyor.

    YanıtlaSil